Menü

ÇALIŞMALARIMIZ

Bize Ulaşın

Bongo İncelemeler

Müze İncelemeleri

Ezber Bozan Kurgular

Ezber Bozan Kurgular

Müzelerin, yaratmış olduğumuz bu gündelik uğraşlardan mekan oluşturma eylemleri arasında farklı bir yerde durduğunu düşünüyorum. Diğer mekanlardan farklı bir biçimde burada zaman, algıladığımız lineer formundan çıkıp geçmiş, gelecek ve şimdi diye ayırdığımız sınırları yok ediyormuş gibi geliyor bana.

Porsche Müzesi:

Porsche Müzesi: Gelecekteki Şimdi

Entropi nedeniyle zamanı tek yönlü ve çizgisel akar gibi algılamamız, bize geleceğin önümüzde uzanan ve kurgulanması gereken bir formatta olduğunu düşündürtüyor. Yaşamlarımızı böylesi bir düşünme çerçevesinde tasarlayıp, “gelecekteki biz”ler olarak hayal ettiğimiz kişiler üzerinden senaryolar

Kolumba Müzesi:

Kolumba Müzesi: Apaçık Varoluş

Bütüncül olarak kurgulanmış mimari yapılar bireylere, fiziksel deneyim kadar, kendisinin aracı olarak rol aldığı zihinsel bir deneyim de yaşatıyor. Bu deneyim yaygın olarak zaman algısının keşfedilmemiş formları üzerinden inşa ediliyor.

Alfa Romeo Müzesi:

Alfa Romeo Müzesi: Renklerin Kurduğu Kimlik

İnsanoğlunun var olduğu ilk zamandan günümüze dek gizemini koruyan ışık, güzelliğin doğasının sırrını bünyesinde barındırıyor. Henüz bir ayağı orta çağda bir bilim adamı olan Isaac Newton, 1666 yılında, herkesin peşinde olduğu bu gizemi ortaya çıkarıyor: beyaz ışığın içindeki renkler.

Ruhr Müzesi:

Ruhr Müzesi: Benzersiz Varoluş

Şehirler belirli bir süre içinde misafir ettiği her canlıyı, ona vefa niteliğinde, bedenini toprağında, nefesini atmosferinde, yaşadığı anlarını da kendi gizli zaman katmanlarında saklı tutar. İnsanın gözlerinin göremeyeceği bu zaman katmanları, bilmediği ancak başka türlü hissedebildiği biçimlerde saklanır. Bu büyülü gerçeklik hali Almanya’nın en gizemli yerlerinden biri olan ve bölgeyi yüzyıllardır var eden Ruhr Havzası’nda sıklıkla gerçekleşir. Çeşitli tarihlerde ağırladığı konuklarının izlerini yapılarının her noktasında oldukça ustaca saklayan bu keşif noktaları, zaman kumaşının hiç beklenmedik yerlerinde yırtılıp kendini gösterir ve mekan zaman algısını unutan ziyaretçi birden bu girdapta kaybolur. Bu yırtıklar, bölgenin en görkemli yapılarından olan Ruhr Müzesi’nde çok daha görünür hale geliyor.

Heterojen Mimari ve

Heterojen Mimari ve Vitra Kampüsü

Mimaride biçim, insanoğlunun barınma ve korunma içgüdüleriyle başlıyor ve sonrasında tarihin her döneminde yaşanan anlayışa göre farklılık gösteriyor. Bu farklılaşma, dönemin kültürel, sosyal ve coğrafi özelliklerine ve bu doğrultuda kullanılan malzemelerin işlenebilme potansiyellerine göre değişiyor.

Rene Magritte Müzesi:

Rene Magritte Müzesi: Başkalaşan Geçişler

Gündelik yaşam nesneleri, taşıdıkları somut değerlerin ötesinde, bulundukları bağlam ile zihinlerde değişken bir kavramsallık yaratıyor. Bu hal, nesneleri kendi maddi varoluşlarından sıyırıp, zaman içerisinde geçmiş, gelecek ve şimdiki an ile tuhaf bir bağ kurduruyor. Böylelikle iletişimde olunan nesneler içsel bir yapıya bürünüyor ve zihinlerde imgeler oluşturuyor. Bireyden bireye farklılık gösteren bu görme biçimlerinin referans noktalarından biri olan somut gerçeklik algısı da gerçeküstücü Rene Magritte’in resimlerinde bozguna uğruyor. Gündelik yaşam nesneleri, taşıdıkları somut değerlerin ötesinde, bulundukları bağlam ile zihinlerde değişken bir kavramsallık yaratıyor. Bu hal, nesneleri kendi maddi varoluşlarından sıyırıp, zaman içerisinde geçmiş, gelecek ve şimdiki an ile tuhaf bir bağ kurduruyor. Böylelikle iletişimde olunan nesneler içsel bir yapıya bürünüyor ve zihinlerde imgeler oluşturuyor. Bireyden bireye farklılık gösteren bu görme biçimlerinin referans noktalarından biri olan somut gerçeklik algısı da gerçeküstücü Rene Magritte’in resimlerinde bozguna uğruyor. Magritte eserlerinde, izleyicinin alışık olmadığı bağlamlara dünyanın gerçekliğini ekliyor. Bu gerçeklik yanılsaması ya da kırılması durumu nesnelere varlıksal olarak yeni anlam/anlamlar kazandırıyor. Nesnelerin görüntülerini doğal görünüşlerinin dışına çıkartıp, mantığa ve akla ters düşecek biçimde, düşsel bir ortam içinde gözler önüne seriyor. Ressamın yarattığı bu gerçeküstü evrenin önemli eserlerinin ve hayatına dair birçok detayın yer aldığı Rene Magritte Müzesi ise Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunuyor. GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE RENE MAGRITTE İlk manifestosu, hareketin lideri kabul edilen Andre Breton tarafından 1924 yılında hazırlanmış olan Gerçeküstücülük hareketi, savaşa ve onun getirdiği toplumsal bunalımlara karşı ortaya çıkmıştı. İçine doğmuş olduğu Batı ahlak ve akılcılığına, sanayinin ve kapitalizmin ürettiği eşitsizliğe sertçe karşı çıkan sanatsal ve kültürel akımlardan biri olarak insanın tüm bunlarla kendi düşsel ve sezgisel yetileri aracılığıyla savaşabileceğini öne sürmüştü. Hareketin temeli, Freud’un psikanalizinde de görülen (otomatizm tekniği) “rüya ile gerçekliği birleştirme”ye dayanıyor. Yaratımlarında rüyalara ve sezgilere öncelik tanıyan bu akım, sanatı atfedilen yüceliğinden arındırıp, gündelik hayatta her insanın yaşamında var olabilecek bir duruma evirmek istiyordu.

Hikaye Anlatıcılığı ve

Hikaye Anlatıcılığı ve Vitra Kampüsü

Beynin hikaye anlatıcılığı arka planındaki tüm bu muazzam ve hayret verici işlemler, Vitra Kampüs'ü gezerken de kişisel bir deneyim olarak pratik bir vücut buluyor. Kampüs bünyesindeki ikonik mimarilerden zaten istemsizce etkilenilse de, rehberin mimari hikayeleri anlatmasıyla yaşanmakta olan deneyim birden oldukça renkli hale geliyor. Her bir yapının arkasındaki hikaye/kurgularla, kısa süreliğine de olsa mimarın ya da tasarımcının tasarlama sürecinin bir parçası

Lennusadam:

Lennusadam: Estonya’nın Geleceği ve Geçmişi

Sıradanın ötesine geçebilmiş, ustaca kurgulanmış müzeler, içindeyken başka mekanlarda uyanmayan birçok duyguyu ziyaretçisinin zihninde tetikliyor. Bu durum, mimari yaklaşımın içinden doğduğu kültüre ya da temasına göre değişiklik gösterse de ortak yöntem, insan duyuları üzerinde matematiksel oyunlar yaratmak.

Mercedes-Benz Müzesi:

Mercedes-Benz Müzesi: Bulanıklaşan Sınırlar

İçerisinde bulunduğumuz mekanlara dair algıladığımız ve akabinde ürettiğimiz şeyler, ne oldukları bilgisinin yanı sıra nerede oldukları bilgisini de içeriyor. Bu konum bildiren veriler, zihnin ayırt edebilme eylemini gerçekleştirmesi için önemli bir görev üstleniyor. Çünkü birey, alan içerisinde bulunan nesnelerin yerlerini, ancak onların biçimsel özelliklerinin oluşturduğu sınırlar sayesinde net bir şekilde algılayabiliyor.

Kumu Sanat Müzesi:

Kumu Sanat Müzesi: Bağlayıcı Ritimler

Tüm evren bir senfoniymiş gibi hayal edilirse, önce onun melodilerine ardından da onu meydana getiren ritimlere ulaşılır. İnsanoğlu da evreni oluşturan parçalardan biri olduğundan, kendi bedeni içinde evrenin ritmiyle uyumlu, biyolojik ritimler yaratır. Bu biyolojik ritimler de insanın yaşam adını verdiği serüveninin her noktasında aldığı kararlara yön verir. Bu durumun en belirgin hali ise bireyin ilişkide olduğu mimari yapılarda gözlemlenebiliyor.

Deneyimi

Deneyimi Algılama Biçimleri

Müzelerde, mekana dair üretmiş olduğum davranış biçimleri, mekanın iletişim tarzına bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Mekan, otoriter bir dil kullanıyorsa bu beni bir süre bocalatıyor. Bu bocalatma durumu, zihnimin mekanla girdiği karşılıklı iktidar savaşından kaynaklanıyor.